Etiketler

3 Şubat 2022 Perşembe


"Gözlerini kapatıp kendini hayallerin kollarına bıraktı. Elinde ip kırmızı bir uçurtma sallandırıyordu gökyüzünde. Arkadaşları Hayriye, Leyla ve bir avuç dolusu çocuk Arnavut kaldırımlı sokakta koşuyor, mutluluk sesleriyle mahalleye can veriyorlardı. Uçurtmayı serbest bırakıp arkadaşlarına katıldı. 


"Gözlerinin önünde pırıl pırıl güneş, toprak kokusu, yemyeşil dallar, rengârenk ortancalar, papatyalar, mis kokulu sümbüller hepsi Elif’le bir olup sema ediyorlardı. Orman yollarında kırmızı başlıklı kıza yol arkadaşı oluyor, Hansel ve Gratel'le kötü kalpli cadının kulübesine kadar eşlik ediyordu. "


"Büyükler bilmez ama çocuklar bilir. En çok başkalarına göstermek için atılan dayaklar, söylenen sözler acıtır ve sessizce kabullenilir. "
Selamlar, sevgiler...



"Gözleri elindeki kitabın sayfasında, hayallerinin peşine takılıp dünyanın en mutlu, en hınzır, en yaramaz, en oyunbaz, en haşarı, en hayalperest kız çocuğu oluveriyordu. Büyükleri çocukları nereye yönlendirirse çocuklar o tarafa gider. Ama Elif içinden de olsa başkaldırıyordu."

"Daha masal okuyacak yaştaki kız çocukları çabuk büyümek zorunda kaldıkları zaman kendi hikâyelerinde hep figüran kalır."



" Belki içinde kelebekler uçmuyordu ama bu yeni yol onun umudu olacaktı. Hayallerini düşündü. Nasıl bir hayat istiyordu? Medet belki iyi bir eş olurdu, belki çocukları da olurdu.
 Bugüne kadar yaşadığı hayat ona hayal kurma imkanı bile vermemişti. Kendi kendine gülümsedi Gülcihan, onca hengâmede kendine hayal kuracak zamanı bile olmamıştı."


Bu şehirde hala cumbasında sardunyalar açan evler var!
Dokusu bozulmamış, kente dönüştürülemeyen mahalleleri var. Bahçelerinde hala meyve ağaçları, dallarında şakıyan bülbüller va


"Hayat bütün renklerini kaybetmişti. Onun için tek bir renkten ibaretti. Geçmişi ve geleceği kocaman kapkaranlık bir boşluktu."


Kış mı geldi yüreğine?
Ah Gülcihan!



"Annesine göre çocuk sadece beslenir, kendi kendine büyür giderdi. Öyle miydi gerçekten? Çocuğun şefkate, sevgiye ihtiyacı yok muydu? Başı okşansın, annesinin sarılmasıyla kendini güvende hissetsin istemez miydi? Çocuk yalnız kalınca korkmaz mıydı? Gülcihan zihnininden sildiği yıllarca yok saydığı o anıya dokununca irkildi. İçinin titrediğini hissetti. Evet, korku çocuğu sarmaşık gibi sarar, kaderini belirlerdi."



"Gülcihan Cemile’yi hatırlayınca burnunun direği sızladı. Elif’e döndü baktı, yine yanlış yapmış.

“Ah emsiz KIZ, elinden kör eşek yem yemez. Bak iki ters iki düz yapacaksın. İşte böyle…”



"Cahil insanlar kendi eksikliklerini başkasına akıl vererek kapatır.  Annelere ve anne adaylarına bilinçli olarak  yapılan baskılar, küçük görmeler, kıyaslamalar devam etmekte ki, toplum güya daha bilinçli! Sürekli  ben bilirimciler hala parazit gibi çoğalmakta. Ama Cemile, ben bilirimcilere pabuç bırakmıyordu. Gülcihan'la abla kardeş gibi, birbirlerin de dinlenen iki yorgun ruhtu onlar. "
 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bazen yokluk sarar etrafını.  Sevgi yokluğu, şevkat yokluğu, anlayış yokluğu anlaşılmama yokluğu. O kadar yokluğun içinde varlığını bir türl...