Etiketler

24 Mart 2016 Perşembe

Aşkın Diğer Yanı ( Gel ne olursan ol yine gel)

Bu dünyada yaşamak için illa önce ölmek mi gerekiyordu? Yoksa yaşamasını biz mi becermedik? Ayakta kalmak için illa güçsüzleri ezmek gerekiyor. Güçlünün yaşayabildiği bu hayatı güçsüz olarak çırpınarak geçirmek, sonunda mücadeleden yenik düşüp elini eteğini çekmek için illa yaşlanmak mı gerekiyor? Hayat; her yaşta, her yerde ezmek isterse eziyor. Güçlü, güçsüz, zengin, yoksul, erkek, kadın, genç, yaşlı, hatta çocuk bile olsan ayırt etmiyor. İstediği yerde istediği zaman seni un ufak ediyor. Bunun adına kader deyip geçiyoruz. Hayata direnmek kimin haddine ki?
 Diyorlar ki! Zaman en iyi ilaçtır. Peki, zamanın kendisine ilaç var mı? Hani şu bir türlü geçmeyen zamana… Hani şu geçerken bile senden her an bir şey götüren, yerine hiçbir şey koymayan, üzerine bir de imzasını atan zamana… Sonra bir türlü geri gelmeyen elinden kaçan zamana…

Ben zamana çare bulamadım.
Zamansız gel sevgili,
Sorgusuz, sualsiz gel.
Ne olursan ol, yine gel
Mevlana idim, Şems idim…
Leyla’n oldum gel…
Yunus idim, Yakup idim,
Ayrılığın şahı oldum.
Yusuf idim, kuyulardan çıktım
Çöllerinde kayboldum.
Duygularımı kaybetmeden,
Yokluğunda kaybolmadan,
Susuzluktan yok olmadan,
Zamansız gel sevgili,

Gel, ne olursan ol yine gel…”

Bazen yokluk sarar etrafını.  Sevgi yokluğu, şevkat yokluğu, anlayış yokluğu anlaşılmama yokluğu. O kadar yokluğun içinde varlığını bir türl...