Rüzgar saçlarımı yalayıp geçerken, kaldırdım bakışlarımı gökyüzüne.Usulca söyledim adını.Usulca ve sessizce. Mavi de kaybolmak tamda buydu işte. Mavinin ötesinde, aşkın kollarıydı beni saran, sarıp sarmalayıp nefessiz bırakan!
Bir damla gözyaşı yuvarlandı dudağıma,benden bağımsız. Tuzunun tadı aktı içime. Kendi sesimde boğuldum. Kendi mavim de kayboldum. Uzaklarda beklediğim, aynı gökyüzünün altında.
Elimi kaldırdım,yavaşça ıslanan dudağıma götürdüm.Sevdiğini kırmaktan korkan, kırık dökük bir buse kondurdum. Rüzgara bıraktım. Elimin tersiyle sildim arsız gözyaşımı.
Arkamı dönerken biliyordum!
Gözlerim hep gökyüzüne takılı kalacaktı.
Ve şafak ancak sen gelince doğacaktı...
17 Ekim 2017 Salı
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)
Bazen yokluk sarar etrafını. Sevgi yokluğu, şevkat yokluğu, anlayış yokluğu anlaşılmama yokluğu. O kadar yokluğun içinde varlığını bir türl...
-
Yaşlanıyorum Azizim... Gün geçtikçe yaşlanıyorum. İçim kuruyor sanki! İyi niyetlerim bir bir dökülüyor, Sonbaharın hüznünde kayboluyo...
-
Kitap okumayı o kadar çok özlemişim ki, yazmaya vakit bulamıyorum. Gülcihan Elif’in hikâyeleri öylece bir kenarda beni bekliyor. Bekle...
-
Eskiden çok sosyal bir insandım. Geçen gün bir arkadaşımla konuştum, “eve girmezdin sen” dedi. Uzun zamandır da evden çıkmıyorum. ( 5 yıl ...